dekorasyon blogger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dekorasyon blogger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Aralık 2015 Çarşamba

Kağıttan Duvar

Pek çoğumuz duvar kağıtlarını yapı marketlerde rulo halinde görmüş ve zaman zaman da sıkılıp denesem mi acaba diye düşünmüşüzdür. Evlenmeden önce kendi küçük odamın duvarında (annemin evinde) denedim ve deneyimim maalesef başarısız sonuçlandı.

Bugün size kısaca bu deneyimimden bahsetmek isterim; çatı katlarını bilirsiniz alçak tavan ve minik pencereler... Doğru renkleri ve desenleri seçmek için tüm odanın ruhuna hakim olmak gerekir. Bunun için birkaç yer gezip alternatifleri görmenizi ve sonrasında değerlendirmenizi öneririm. Ben sıcaklığa samimiyet katmak için kabartmalı ve soft renklerde bir duvar kağıdı seçtim. Yanında yapıştırıcısıyla koşarak eve geldim ve kullanım kağıdını okumaya başladım. Öncelikle duvarınız küçükse ve girinti çıkıntı varsa ciddi bir probleminiz var demektir. Ama üzülmeyin duvarınız büyük olsaydı da ciddi bir ve daha fazla probleminiz olabilirdi :) Duvar kağıdını ölçüsüne uygun kesmek; küçükken uhulu ellerinizle el işi kağıdı kesmek gibi bir şey. Dilim dışarıda başarılı bir kalıp çıkarmanın hazzı ile yapıştırıcıyı hazırladım. Duvar ile duvar kağıdını buluşturduktan sonra son rötuşları da attım, tuvalet kağıdı pürüzsüzlüğünde olmasa da emek verildiği anlaşılıyordu. İşlem bittikten sonra kafamda dolaşan tilkinin lafları değişti ve acaba iyi yapıştı mı? Yapışkanı açılır mı? Çizilir ve yırtılır mı? gibi pek çok soru ile beni korkuttu. Peki ne oldu derseniz; birkaç ay sonra yapışkanı attı, kabartmalı olduğu için ufak çarpmalarda, dokunuşlarda zedelenmeye başladı (bunun için önerim çok fazla kullanılmayacak veya önüne bir konsol vb. koyacağınız yani korunaklı duvarlarınıza yaptırmanızdır)

Bu projeyi kendi adıma gerçekleştirdiğim için mutluydum ancak annemden özür diliyorum. Kendi evime koltuk altımda duvar kağıdı rulosu alıp gelmem. Naçizane önerim; işi ustasına bırakmanızdır. O zaman gerçek mutluluğu tadabilirsiniz :)


30 Kasım 2015 Pazartesi

Evim Hep Desen Desen

Evinize en çok hangi deseler hakim, hiç düşündünüz mü? Ben karışık ama kendi içinde düzeni olan kombinasyonlar severim. Bir odamda geometrik desenler varken çiçekli bir obje de yer alabiliyor yani çok keskin hatları olan karaktersiz mekanlar bana göre değil :) Nasıl ki renklerde bu renk patlattı diyorsak desenlerde de demeliyiz. Öyle objeler görüyorum ki bulunduğu odanın havasını tamamen değiştiriyor ve özgür kılıyor.

Desenlerin de bir dili olmalı, renklere bu kadar önem verirken onları yok sayamayız değil mi? Bizimle iletişime girdikleri ortak bir dil oluşturalım o halde. Siz aşağıdaki bireysel araştırmamı okurken ben de kendime bir kahve alıyorum :)

Mini Araştırma
  • Bu yılın deseni siyah ve beyaz çizgilidir.
  • Ekose desen daha çok kış aylarında kullanılır.
  • Evimizi bize ait yapan ve kişiselleştiren baş harflerimizin olduğu objeler, harf desenli ürünler ile sık karşılaşır olduk, pek de sevdik hemen evlerimizin içine aldık.



20 Kasım 2015 Cuma

Didem' in Odası

Her insanın bir özel alanı olmalı. Tüm karmaşadan uzaklaşmak istediğinde huzur bulabileceği bir kaçış noktası... Kimi için deniz kenarında sakin bir cafe, kimi için başka bir şehir, kimi için spor salonu kimi içinse evi... Evin sadece bir odası...

Kendini bir yerde huzurlu hissetmek için önce oraya ait olduğunu hissetmen gerekir. Tüm bahsettiklerim benim için geçerli en azından. Her şeyi kendimden yola çıkarak yazıyorum. Mesela size kendi özel alanımı nasıl yarattığımı anlatayım. Abim evlendikten sonra boşalan odasına yerleşecek kişi tabiki ben olmuştum. Planlarım henüz o evden gitmeden başlamıştı bile zaten. Bu kısmı o duymasa iyi olur tabi:) Çok büyük bir oda değil bu bahsettiğim. O yüzden planlamayı iyi yapmam gerekiyordu. Çok eşya sevmem ben. Boşuna toz tutarlar çünkü. Yani odayı yaparken ki ilk kilit noktam "toz"... Yatak altında biriken toz, raflara konan tozlar, halılar vs vs... O zaman yerden yüksek bir yatak, az rafı olan, halısız bir oda olacaktı ortaya çıkan. Gelelim renk konusuna. Ben açık renklerde rahatlayamayan, daha loş ortamları seven biriyim. Duvarlar koyu olursa ben huzur bulurum bu odada. Tüm karşı çıkışlara rağmen gidip aldığım gri boyayı, boşalttığım odaya uygulamaya başladım. He evet, odamı a'dan z'ye kendim yaptım. Güzelce boyadım. Dolabı değiştirmedim ama onu da boyadım. Grinin en sevdiği arkadaşlarından biri vişne çürüğüne boyandı kendileri. Ve tabi kullanacağım rafları da aynı renge boyadım Geriye yerden yüksek yatak almak kalmıştı. Onun içinde başvuru noktam İKEA oldu. Çünkü demir bir karyola istiyordum ve bunu en kolay ve en uygun fiyatla bulabileceğim yerin orası olduğunu biliyordum. Veeee gittim, buldum, aldım, geldim:) Hooop monte ettim. Aaa geriye kalan bir de perde vardı. Onu unuttum. Oda küçük olduğu için perdenin sarkması için bir alan yoktu takdir edersiniz ki. O sıralar çok moda olan zebra perdeleri tercih ettim bende. Siyah bir zebra perdeyi alıp monte ettikten sonra odam ana hatlarıyla tamamlanmıştı. Sarı ve pembe kare aynalarım ve fıstık yeşili çöp tenekemi de İKEA'dan alınarak yaşam alanımı renklendirdim. Koyu renk odalara ön yargılı davranmayın. İnanın bana önemli olan sizin içinde nasıl hissettiğiniz. Pahalı olması gerekmez tercihlerinizin. Elimde olanlarla yarattığım odamda, kendimi ne kadar huzurlu hissettiğimi anlatamam. Ve tabi her şeyi kendim yapmış olmanın haklı gururu;)


18 Kasım 2015 Çarşamba

Tabak Koleksiyonu-1

Kırılan bir tabakla başladı her şey...

Genelleme yapmaktan hoşlanmasam da yazıma şöyle başlamak istiyorum; biz kadınlar istiflemekten, kıyamayıp atamamaktan ve koleksiyondan çok hoşlanırız.
Pek çok kez sevdiğim mumu bitecek veya şekli bozulacak diye yakmaktan çekinmişimdir. Anı yaşamak ve o anda kıymetlendirmek konusunda hemfikir olup titrek ellerimle yakmışımdır. Bu bende kaçınılmaz bir duygu :)

Yazı başlığımda da belirttiğim gibi bir tabakla başladı her şey, önce malum bulaşık makinelerinin vermiş olduğu tahribat ile en sevdiğim tabağımın kıyısı çatladı :( Sonra hiçbir şey olmamış gibi kaldırdım koydum rafa, günler geçtikçe ve her rafa elimi uzattığımda göz göze geliyoruz kırık kalpli pembe tabağımla. Aldım ve birkaç gün de masamın üzerinde beklettim. Elim gitmiyor, atamıyorum. Ben de tabakların hayatımdaki yerini sorgulamaya başladım ve tabak koleksiyoneri olduğumu fark ettim. Onları sergilemek, biriktirmek ve kullanmak inanılmaz keyifli.

Şimdilik dev bir kadro değiliz elbet ama her birinin tatlı hikayesi var.



17 Kasım 2015 Salı

Evimizde konseptler yaratalım :)

Dekorasyon alışverişi yapmaya çıktığımda hemen evimdeki yerini hayal ediyorum ve diyorum ki aradığım sensin:) Bu hissi çok seviyorum, sanırım bu bir tutku. Sonra bu his şekillenmeye başladı; ruh halime, mevsime, anlık heveslerime göre dönemlere ayrılmaya başladı. Ben de evimde konseptler yarattım, 

Konsept için size 3 güzel önerim var,

1. Mevsime göre konsept oluşturma

YAZ